27 milyon dolarlık mirasını vereceği 50 yabancı arıyor

Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu kapsamında hayata geçirilen “Daha fazla ödemekten gurur duyun” isimli bir online kampanyanın katılımcıları, aşırı zenginliğin vergilendirilmesini talep etti.

Aktivistler, dünyadaki süper zenginler için daha yüksek vergilendirme isteyen açık mektubu organizatörlere teslim etti. Kampanyaya katılanlar ise, dünyanın sayılı zenginleri arasında bulunuyor. Çeşitli ülkelerden 260 milyarder ve milyoner, küresel sosyal eşitsizliğin giderek arttığı gerçeğine tepki göstermek için güç birliği yapıyor.

Taleplerinin radikal değil “normale dönüş” olduğunun altını çizen “zengin aktivistler”, “Aşırı ve üretken olmayan zenginlik, demokratik geleceğimiz için bir yatırıma dönüştürülebilir” görüşünü savunmakta.

Bu kampanyaya dahil olanlar arasında Valerie Rockefeller, Abigail Disney ve Alman kimya şirketi BASF’yi kuran ailenin varisi Avusturyalı Marlene Engelhorn da bulunuyor. Bu isimlerin hepsi, milyonlarca dolarlık servetlerine hiç çalışmadan, kendilerine kalan mirasla sahip oldu ve bunu haksızlık olarak nitelendiriyorlar.

Engelhorn, Avusturya’da veraset vergisinin olmayışını eleştirirken servetinin 25 milyon euroluk bölümünü topluma “yeniden dağıtılması” yönündeki girişimiyle gündeme geldi. Bu paranın kamu yararı için nasıl kullanılabileceğine karar vermek amacıyla bir “yurttaş konseyi” oluşturuluyor. Engelhorn, konseyin kararına müdahale etmeyeceğini açıkladı.

ZENGİNLER DAHA DA ZENGİNLEŞİYOR

Zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum gün geçtikçe daha da artıyor. 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu verilerine göre, 1990’ların ortalarından bu yana biriken tüm özel servetin üçte birinden fazlası, insanlığın en zengin yüzde birlik kesimine gitti. Bununla birlikte dünya nüfusunun yarısına yani en yoksul dört milyar insana düşen miktar ise, bu paranın sadece yüzde ikisine denk geliyor.

Uluslararası alanda büyük servetlerden daha fazla vergi alınması için daha önce de bazı girişimlerde gerçekleştirildi. ABD’li Senatör Elizabeth Warren’in 2019’daki Başkanlık seçim kampanyasında 50 milyon dolar ve üzeri varlıklar için bir servet vergisi getirilmesi yönünde bir öneride bulundu.
Tüm bu önerilerin hayata geçirilmesi çok kolay görünmüyor. Öyle ki, Berlin’de bulunan Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü’nde (DIW) vergi uzmanı olan Stefan Bach, “Davos’taki açık mektubu imzalayanlar, çoğunlukla iş dünyasında aktif olarak sorumluluk üstlenmeyen ve kendilerinin kazanmadığı büyük servetten rahatsızlık duyan mirasçılar. Bu nedenle kampanyaları, münferit bir çıkış olmanın ötesine geçemez” yorumunda bulundu.

Süper zenginlerin ezici çoğunluğu ise bu gibi kampanyalara karşı sessiz kalıyor. Aynı zamanda, lobicilik faaliyetleri sayesinde üst düzey siyasi bağlantıları olanların çoğu, bu kampanyalara karşı direniyor.

Bach, büyük servetlerin çoğunun şirket yatırımlarının bir parçası olduğunu iletti ve daha yüksek vergilerin yatırımları ve istihdamı tehlikeye atabileceğini kaydetti.

ULUSAL GİRİŞİMLERİN ŞANSI YOK MU?

Büyük servetlerin vergilendirilmesi noktasında, bir ülkenin tek başına hareket etmesinin mantıklı olmayacağını söyleyen Bach, “Büyük küresel şirketler ve süper zenginler, uluslararası vergi hukukunun şekillendirilmesinde aktif rol oynuyor. Milyarderler, üretim tesislerini ve ikametlerini nispeten daha az vergi ödenen yabancı ülkelere taşıyarak büyük avantajlar elde ediyor. Hal böyle olunca da vergi yükü, Almanya’da faaliyet gösteren kahraman küçük ve orta ölçekli işletmelerin sırtına biniyor. Bu durumda ortada hiçbir kazanım kalmıyor.” dedi.

20121 yılında, büyük şirketlerin vergi kaçırmasını engellemek için başarılı adımlar atıldığı iletilirken küresel ekonomik çıktının yüzde 90’ını oluşturan 130’dan fazla ülkenin, şirketler için asgari yüzde 15’lik bir vergi oranı üzerinde anlaştığı kaydedildi.

Bu sayede büyük uluslararası şirketlerin, daha düşük vergi oranına sahip ülkelere gitmelerinin engelleneceği düşünülüyor fakat Stefan Bach, bunun yakın zamanda gerçekleşebileceğini düşünmüyor. Bach, bunun sebepleri arasında Avrupa’da sağ partilerin önlenemez yükselişinin bulunduğunun altını çiziyor.

“Artık neredeyse hiçbir ülkede sol partiler iktidarda değil. Vergi politikası söz konusu olduğunda, muhafazakâr veya liberal partilerin desteğini de almak zorundasınız.” diyen Bach, bu partilerin doğaları gereği iş dünyasının dostu olduğunu iletti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir