Nurdoğan ARSLAN ERGÜN
Tüm dünyayı etkisi altına alan enflasyon baskısı nedeniyle alım gücünün azalması sıfır ürün satışlarını düşürürken buna bağlı olarak yenileme ve ikinci el pazarını hareketlendirdi. Otomotiv ve cep telefonu gibi alanlarda yaygın olarak kullanılan ikinci el ticareti, mobilya, yatak, halı, kilim gibi ürün gruplarında da yaygınlaşıyor.
Öyle ki bu ürün gruplarında global büyük alıcılardan talepler gelmeye başladı. Son olarak da Fas Gümrük ve Dolaylı Vergi İdaresi 2 Ocak 2024 tarihli genelgesinde ‘kullanılmış halılar ve yer kaplamaları, kullanılmış ahşap mobilyalar, kullanılmış yataklar, yatak takımları ile kullanılmış ev aleti ürünlerinin ithalatının artık izne tabi tutulmaması’ kararını yayınlayarak bu gruptaki ikinci el ürünlere ithalat kısıtlaması getirmeyeceğini duyurdu.
Açıklamalar benzer şekilde Avrupa’daki alıcılardan da az hasarlı ürünler de dahil olmak üzere ‘ikinci el’ ürünlerle ilgili talepler geldiğine işaret ediyor. İkinci el mobilya gibi ürünler ihracatı, ihracatçı birlikleri listesine ihraç kalemi olarak girer mi bilinmez ama önümüzdeki süreçte Türk ihracatçısı için böyle bir seçenek de olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Üretici Türkiye için bir fırsat doğar mı?
Son olarak mobilya alanında üretici pozisyonu bulunmayan Fas’ın ikinci el ithalatını serbest bırakması, Türkiye gibi üreticiler için önemli bir fırsat olarak değerlendiriliyor. 2023 verileriyle 4.6 milyar dolar ihracat yapan Türk mobilya sektörü, üretim açısından da dünya pazarını zorluyor.
Sektör, kendi iç pazarındaki daralmayı ihracatla aşmak isterken ikinci elde doğacak fırsatları da değerlendirmek istiyor. Son dönemde alım gücünün düşmesiyle hem iç hem de dış pazarda ikinci el ürünlere talebin arttığını söyleyen MODOKO Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çalışkan, “Özellikle Fas gibi üretici olmayan ülkelerde ithal ürünlerin pahalı olması ‘sıfırını getiremiyorsanız ikinci elini getirin’ kararları aldırtıyor” dedi.
Son dönemlerde Avrupa ülkelerinde de benzer düzenlemeler duyduklarını ileten Çalışkan, “Mesela Fransa gibi ülkelerde, yüksek adet üretim yapan firmalarımıza bu tarz talepler geliyor.
Büyük mağazalardan ‘Stoklarınızda bulunan ufak-tefek sıkıntısı olabilecek ürünlerinizi iade koşulu olmaksızın, uygun fiyatla almak için teklif vermek istiyoruz’ gibi talepler gelmeye başladı. Şu anda ikinci el mobilya ihracatında kayda değer bir durum olmadığını da söyleyen Çalışkan’a göre, yeni süreçte düzenlemelerin de yapılmasıyla ihracat kalemlerinde ikinci el kayıtları görülebilir.
Tekil değil sektörel teşvik gerekiyor
Öte yandan geçen yıl mobilyada iç pazardaki daralmanın yanında ihracatta da kayıp yaşandığını hatırlatan Çalışkan, “Bizim artık farklı ihracat yöntemlerini de ele almamız lazım. Reklam ve tasarım büyük bir maliyet. Özellikle ihraç ettiğimiz dizilerde ürün tanıtımıyla ilgili destekler gerekiyor” dedi.
Bu anlamda devlet desteklerinin firma bazlı değil sektörel olmasını talep eden Koray Çalışkan, “Tekil teşvikler fayda sağlamıyor sektörün tamamının teşvik edilmesi lazım” vurgusu yaptı. İhracattaki kilit noktalardan birini de o pazarda var olmak şeklinde açıklayan Çalışkan, şöyle devam etti: “Modoko benzeri yapılanmaları yurtdışında da yapmanın yollarına bakmalıyız.
Artık insanların ayağında hizmeti beklediği noktadayız. Bu tür AVM’leri yurtdışında kurma noktasında devletin destek vermesi gerekiyor. Kendi satış ağımızı kurduğumuz zaman fason üretimden de kurtuluruz. Markalaşmayı bu şekilde yapabiliriz.” Kümelenme modelinin maliyet avantajı da sunacağını vurgulayan Çalışkan, böylece Çin gibi ülkelere karşı fiyat anlamında da rekabet edilebileceğini kaydetti.
Öncelik yakın pazarlarda olmalı
Türkiye için ABD’nin önemli bir pazar olduğuna ancak lojistik noktasında maliyet unsuruna dikkat çeken Çalışkan, “180 milyar dolarlık ihracat pazarının 70 milyar dolarını tek başına Amerika talep ediyor. Elbette ABD göz ardı edilebilecek bir pazar değil. Ama odağımız Amerika gibi mesafenin çok uzak olduğu, hem rekabetin çok olduğu yerlerden çok, potansiyelin fazla olduğu ve bizim pozitif ayrışabileceğimiz ülkeler biraz daha fazla irdelenmeli” diye konuştu.
Fiyat makası yüzde 20’yi geçti
Çin’in pandemiden sonra agresif bir şekilde sahaya çıktığını hatırlatan Çalışkan, “Suudi Arabistan gibi ülkelere gittiğimizde Çin ürünleriyle Türk ürünleri arasında dolar bazında makasın yüzde 20’lerden fazla açıldığını gördük. Bunun önlemini almamız lazım. Fiyat tutturamıyoruz. Bu nedenle ihracatçılara pozitif ayrımcılık yapacak yolu bulmalıyız” ifadelerini kullandı.
Talep olsa bile üretecek işçi yok
Sanayide çalışan 6 milyon kişiden yaklaşık 350 bininin mobilya sektöründe istihdam edildiğini kaydeden Koray Çalışkan, ancak sektörde de eleman açığını hızla arttığına dikkat çekti. Bugün sektördeki istihdam açığını yüzde 20 olarak gösteren Çalışkan, “Önlem almazsak bu oran yüzde 30-40’lara çıkar. 8 ve 9’uncu aylarda sektörde toparlanmanın yaşanacağı zamanda fabrikalarımız zorlanmaya başlayacak. Talep gelse bile bu kez üretecek yeterli personel olmayacak. Yeterli insan kaynağımız var ama o kaynağı doğru yönlendirmek önemli. Gençleri üretimin içine çekecek, cazibe merkezi yapacak adımlar atmalıyız” dedi.