Ekrem İmamoğlu, SÖZCÜ için yazdı: Dünya yenilenirken yeni bir Türkiye için

“`html

Dünya Dönüşüm Geçiriyor: Türkiye’de Değişim Rüzgarları Esti

Tüm dünya, büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor ve bu süreç Türkiye’de de dikkat çekici değişimlerin habercisi. Bir tarafta, yarım yüzyıldır toplumsal barış, demokrasi, ekonomi ve kalkınmada köklü hasarlar bırakmış olan terör meselesi geride kalıyor. Diğer yandan, milletimiz adalet, refah, demokrasi ve özgürlük talepleriyle bir araya gelerek yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Bu iki olgunun eş zamanlı gelişmesi, ülkemiz için geleceğe dair umut verici bir tablo çiziyor.

Kürt meselesinin uzun yıllar sadece terör odaklı tartışılması, birçok kayıplara neden oldu. Bu mesele, aslında haklar ve özgürlükler çerçevesinde ele alınmalı; toplumsal zenginleşmenin ve adil kaynak paylaşımının temel meselelerinden biri olarak görülmelidir. Güvenlik kaygıları artarken, haklarımızın kısıtlanmasının ve ekonomik kaynaklarımızın terörle mücadeleye harcanmasının büyük bir feda anlamına geldiğini unutmamalıyız.

Yeni Fırsatlar Kapıda

Terör örgütünün silah bırakması ve etkinliklerini sonlandırması, bize sayısız yeni fırsat sunuyor. Artık, tüm yurttaşların özgürce düşüncelerini ifade edebileceği, siyasi rekabetin adil ve medeni bir ortamda gerçekleşebileceği bir döneme giriyoruz. Bu, adaletli ve demokratik bir toplum oluşturmamız için önemli bir fırsat niteliğinde. Ancak, terörü istismar ederek iktidarını sürdürenlerin bu fırsatlardan yararlanması mümkün olmayacaktır.

Yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Toplumun adalet ve demokrasi çağrısında bulunduğu, refahı talep ettiği bir süreç başladı. Bu dönemi, demokratikleşme iradesi gösterenler, milleti refah ile buluşturanlar; ortak bir gelecek ve vizyon etrafında birleştirenler inşa edebilir.

Lozan ve Cumhuriyet, ülkemizin birlik ve bütünlüğünün en değerli belgeleri arasında yer alıyor. Lozan Antlaşması ve Cumhuriyet’in ilanı ile bağımsızlığımızı tüm dünyaya duyurduk; bununla birlikte, vatandaşlarımızın özgür ve onurlu bir yaşam sürdüreceğini taahhüt ettik. Bu değerlere daima sadık kalacağız.

Büyük Dönüşümde Yanlış Yapılamaz

Sevgili vatandaşlar, dünya ve ülkemiz büyük bir dönüşüm İçindeyken, siyasi ve ekonomik konulardaki sicili kötü olanlara meydanı bırakamayız. Bu bizim coğrafyamız, geleceğimiz. Eylemlerimizle bu süreci şekillendirmek zorundayız. İlk seçimlerde iktidara gelmek için hazırlıklarımızı yapıyor, ülkemizin daha güçlü ve güvenli bir geleceğe ulaşması için kapsamlı reform planları oluşturuyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizi faaliyete geçirerek 2025 sonbaharında halkımızla paylaşacağımız reform programımızı şu üç temel başlık altında özetlemek mümkündür: Demokratik, Güçlü ve Etkin Devlet; Huzurlu ve Kaynaşmış Toplum; Eşit ve Özgür Vatandaşlar.

Küresel dönüşüm devam ederken, Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır bir devlet ve rekabetçi bir toplum oluşturmamız, hükümetimizin demokratik ve güçlü bir yapıya, halkımızın zengin ve huzurlu bir hayata, vatandaşlarımızın ise eşit ve özgür bir yaşam sürmesine bağlıdır.

Bu hedeflere ulaşabilmek, Meclisimizin güçlü bir parlamenter demokrasiye kavuşmasını, medenice bir siyasi rekabetin oluşmasını ve adil rekabet ortamlarının sağlanmasını gerektirmektedir.

Demokratik, Güçlü ve Etkin Devlet

Ülkemizin yakın tarihine ve mevcut duruma baktığımızda, güçlü bir devlete sahip olmanın ne denli önemli olduğu bir kez daha karşımıza çıkıyor. Hızla değişen dünya şartlarında, devletimizi dışarıdan güçlü, topluma karşı kapsayıcı ve vatandaşların ihtiyaçları için etkin kılmak zorundayız. Güçlü bir ordunun, akılcı bir diplomasi ve liyakatli bir bürokrasinin yanı sıra, verimli ve üretken bir ekonomik yapıya ihtiyacımız bulunmaktadır. Afetler, iklim değişikliği ve göç gibi beklenmedik durumlarla mücadele etmek için devleti her alanda hazır hâle getirmeliyiz.

Hükümet açısından doğru karar mekanizmaları geliştirmek, bürokrasiyi uzman ellere teslim etmek ve yasaların üstünlüğü ile yönetim süreçlerini güçlendirmek önemlidir.

Zengin ve Huzurlu Toplum

Güçlü bir devlet, ancak güçlü bir toplum ile var olabilirken; güçlü bir toplumun temeli de zengin ve huzurlu bir yaşam alanıyla mümkündür. Ancak iktidarın izlediği 2017 sonrası politikalara göz attığımızda toplumun bir yandan yoksullaştığını, diğer yandan kutuplaştığını üzülerek görüyoruz.

Ülkemiz, uzun süredir derin bir ekonomik krizle karşı karşıya. Bu durumu sadece geçici tedbirlerle atlatmak mümkün olmayacak; bilim, istişare ve hukukun yolu ile ekonomimizi yeniden harekete geçireceğiz. Kamu yönetiminde israf ve gösterişe son vererek sade, hızlı ve etkin bir yapıyı inşa edeceğiz.

Bunların yanında, ekonomiyi büyütecek ve zenginleştirecek stratejiler geliştireceğiz. Kısa süre içinde “erken sanayisizleşme” sürecini tersine çevirecek, verimlilik odaklı üretim politikalarına geçiş yaparak enflasyonu kalıcı bir şekilde düşüreceğiz. Yapay zekâ çağında rekabetçi ve sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturmamız elzemdir.

Adil gelir dağılımını sağlayarak yoksulluğu miras gibi devretmekten vazgeçeceğiz. Sosyal devlet ilkesine uygun olarak her vatandaşın onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için asgari bir gelir düzeyi ve sosyal haklar sunacağız. Kutuplaşmalara son vererek, vatandaşlarımız arasında güveni tesis edeceğiz.

Özgür ve Eşit Vatandaşlar

Bir ülkenin gücü, vatandaşlarının enerjisine ve katkısına dayalı olmalıdır. Bu nedenle, toplumun her bireyinin özgür ve eşit bir biçimde var olabilmesi, reform programımızın önemli bir parçasıdır. Tüm vatandaşlarımızın haklarını koruyacak, eşitlik ilkesinin uygulanmasını sağlayacak bir siyasi iklim oluşturacağız.

Kimseye ayrıcalık tanımadan, toplumda eşitliği esas alarak hareket edeceğiz. Herkes; inancı, kimliği veya fikri sebebiyle değerlendirilmeden eşit olmalıdır. Bu çerçevede, vatandaşlarımızın kendilerini güvende hissedebilmeleri için gerekli önlemleri alarak, özgürlüklerini teminat altına alacağız.

Kimseyi ‘yerli’ veya ‘milli’ kriterleriyle ayırmayacak; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı temel ortak nokta olarak göreceğiz. Hepimizin ortak paydası, ay yıldızlı bayrağımız ve tarihimizdir.

Sevgili milletim, iktidara geldiğimizde ülkemizi başarıya ulaştıracak ve dünya arenasında hak ettiği yeri bulması için el birliğiyle çalışacağız. Sizlerin güvenine ihtiyacımız var!

“`

Related Posts

İspanya’da bütün mobil şebekeler çöktü

İspanya’daki elektrik şebekesinin çökmesinden haftalar sonra, bu kez de mobil şebekeler tamamıyla çöktü. Vatandaş kargaşa yaşadı, ambülanslar bile çalışamadı. İspanya’nın en büyük telekominikasyon şirketi ise sebebini açıkladı.

Hindistan’da Türkiye menşeli markalara boykot: LC Waikiki, Mavi, Koton ve Trendyol listede

Hindistan ile Pakistan arasında artan gerilimde Türkiye’nin açıkça Pakistan’a destek vermesi, Yeni Delhi yönetimi ve kamuoyunda tepkilere neden oldu. Bu gelişmelerin ardından Hindistan’da Türkiye kaynaklı ürün ve hizmetlere karşı kapsamlı bir boykot başlatıldı. Ülkenin önde gelen e-ticaret platformları, Türkiye menşeli pek çok markayı satıştan kaldırdı.

İsrail Gazze’de insanlığı vuruyor… Yine çadırları hedef aldılar

Gazze’nin tamamını işgali hedefleyen ‘Gideon’un savaş arabaları’ harekâtını başlatan İsrail, saldırıların şiddetini her geçen gün arttırıyor. Yalnızca dünkü bombardımanda en az 140 kişi ölürken, İsrail kara harekâtının da başlatıldığını duyurdu.

ABD’den Rusya-Ukrayna barış müzakerelerine ilişkin açıklama: Zamanımız yok

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya ile Ukrayna arasındaki barış müzakerelerinin hızlanması gerektiğine işaret ederek, “artık kaybedecek zamanlarının olmadığını” ifade etti.

İmamoğlu gençlere seslendi: ‘En çok korktukları şeyi yapacağız’

Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı öncesi yaptığı paylaşımda gençlere seslendi.

Bilal Erdoğan’ın tespiti ağızları açık bıraktı: ‘Gelir arttıkça çocuk sayısı azalıyor’

AKP’li Cumhurbaşkanı Bilal Erdoğan, Türkiye’de doğam oranlarının düşüşüne ilişkin tuhaf bir açıklama yaptı. Erdoğan, “‘Efendim, ekonomi kötü, geçim sıkıntısı var. Ondan çocuk yapılmıyor’ deniyor. Araştırmalar gösteriyor ki gelir düzeyi arttıkça çocuk sayısı azalıyor” dedi