Çin borsaları, haftanın ortasında yatırımcılara pozitif sinyaller verdi. Şanghay Bileşik Endeksi yüzde 1,04 artışla 3.766 puanda kapanarak son on yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Shenzhen Bileşen Endeksi ise yüzde 0,89 yükselerek 11.927 puana çıktı. Bu yükseliş, Çin Merkez Bankası’nın (PBOC) beklentilere paralel olarak faiz oranlarını sabit bırakma kararının ardından geldi.
PBOC FAİZLERİ SABİT BIRAKTI
Merkez Bankası, ağustos ayı toplantısında bir yıllık kredi faiz oranını yüzde 3, beş yıllık kredi faiz oranını ise yüzde 3,5 seviyesinde korudu. Bu adım, piyasalar tarafından büyük ölçüde öngörülse de son dönemde gelen ekonomik yavaşlama sinyallerine rağmen değişikliğe gidilmemesi dikkat çekti. Kararın ardından yatırımcıların Çin ekonomisine yönelik güveni kısmen toparlandı.
KÜRESEL SATIŞ BASKISINA RAĞMEN YÜKSELİŞ
Çin hisse senetlerindeki iyimser tablo, ABD’deki satış baskısına rağmen gerçekleşti. Özellikle Amerikan çip üreticilerinde görülen değerleme endişeleriyle başlayan küresel düşüş, Çin borsalarına sınırlı yansıdı. Pekin yönetiminin piyasaları istikrarlı tutmaya yönelik adımlarının da yatırımcı algısında etkili olduğu değerlendiriliyor.
ABD–ÇİN GÖRÜŞMELERİ İYİMSERLİK YARATIYOR
Ticaret cephesinde ise Washington ile Pekin arasında süren temaslar piyasaların radarında. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, bu hafta yaptığı açıklamada görüşmelerin “olumlu ilerlediğini” söyledi. Bu mesaj, küresel yatırımcıların ABD–Çin ilişkilerine dair endişelerini bir nebze azalttı.
TEKNOLOJİ HİSSELERİ ÖNE ÇIKTI
Borsadaki yükselişte teknoloji şirketleri başı çekti. ZTE yüzde 5,7, Cambricon Technologies yüzde 8,5, Sichuan Changhong yüzde 4,5 değer kazandı. Ayrıca nadir toprak elementleri üreticisi China Northern Rare Earth yüzde 2,2, Leo Group ise yüzde 3,9 artış kaydetti. Özellikle yapay zekâ ve çip sektöründeki hisseler, yatırımcı ilgisinin en yoğun olduğu alanlar arasında öne çıktı.
YATIRIMCILARIN GÖZLERİ YENİ VERİLERDE
Analistler, PBOC’nin faizleri sabit bırakma kararının piyasalar üzerinde kısa vadede olumlu etkiler yarattığını ancak ekonomik verilerin gidişatının kritik olacağını vurguluyor. Sanayi üretimi, ihracat ve tüketim göstergelerindeki seyrin, borsalardaki yükselişin kalıcılığı üzerinde belirleyici olacağı ifade ediliyor.